
Yıllardır hayalim Avustralya’ da yaşamaktı. 13 yaşımdayken ailemle memleketimiz Trabzon’ a gitmiştim. Orada uzaktan bir akrabamız Avustralya’ dan yaz tatiline gelmişler. Benden 2 yaş büyük kızları vardı. 3 aylık yaz tatilimde hep beraber gezmiştik. Bazı zamanlar annemden o aile ve Avustralya hakkında bilgiler alıyordum. Bu yüzden çocukluktan kalma beynimde bir Avustralya’ da yaşayacaksın sözü yıllarca dolandı durdu. Bunu lise son sınıftayken aileme açıkladım. Babam üniversite sınavından kaçmak için böyle bir şey istediğimi sandı. Hatta ailecek benimle uzun bir süre alay ettiler. En son kesilen aile kararı ‘’her ne olursa olsun, Erzurum’da bile olsa, Türkiye’ de üniversite okumak zorunda olduğum. Eğer Avustralya benim için büyük bir hayalse, kendi paramla ancak oraya gidebileceğimdi.’’ Dedim ben hangi şekilde ne parası biriktireceğimde gideceğim ki? Babam dedi ‘’hayallerin kendin kadar olsun o halde’’
Üniversite okumak için Türkiye’ de çok uzağa gitmeme gerek kalmadı. Uludağ Üniversitesi’nde mühendislik okudum. Ailem Ankara’ da olduğu için ailemden uzakta yaşadım. Üniversite hayatımda aslında ailemden uzakta yaşamanın kolay ve zor yanlarını görmüş oldum. Çalışma imkanım hiç olmadı. Dersler ağırdı, iş yoktu……bir sürü bir sürü nedenler. Üniversitemi orta dereceli bir öğrenci olarak bitirdim. Ailemin yanına döndüm. Okul ve yurt hayatım bitipte, ailemin yanına geri döndüğümde ailemle yaşamanın bundan böyle benim için çok zor olduğunu gördüm. İş bakmaya başladım. Bu arada Avustralya’ da yaşama isteğim sürekli devam etti ve daha da büyüdü.
İngilizcemin iyi olmaması iş arayışımda önüme sürekli engel olarak çıktı. Üniversite bitirdi ve nihayetinde işe başladı diye benimle gurur duymak isteyen annem ve babamın kaygılarını anlayabiliyordum. Öğretmenlik yapan bir ablam vardı. Herz aman babam kız kendini kurtardı ama aklım oğlanda diyip duruyordu. Zoruma gidiyordu. Bu yüzden bir mühendislik firmasında çok az bir maaşla, benim mesleğime uzak, resmen ayakçılık diye tabir edilebilecek bir işe başladım. Sonra ortama bir baktım. Aynı dönemde işe başladığım, Türkiye’de en sıradan üniversitelerde okumuş yaşıtım arkadaşlarım sadece yaz dönemlerinde work and Travel yapmış, Erasmus yapmış, yurtdışında dil okullarına gitmişler diye benden 250 TL fazla maaş alıyorlardı. Şirket onların üzerine daha çok oynuyordu. En çok işi İngilizce biliyorum diyenlere veriyorlardı. Bu içimde o kadar büyük bir dert oldu ki artık uyuyamaz olmuştum. Geceleri sürekli saga sola dönüyordum. Ben nasıl İngilizce öğrenecektim. O kadar çok sıkıntı yapmışım ki en son rahatsızlandım. Nefesim kitlenmeye başladı. Göğsümde şiddetli ağrı. Hastaneye gittik annemle. Reflü çıktı. Doktor büyük sıkıntılı durumlarda reflü olur dedi. Sıkıntımı sordu. Bende kısaca bahsettim.
Benim derdim anneme geçti. Annem babamla konuşmuş. Türkiye’ de kursa gitmemi istediler. Cumartesi günü bile çalışıyordum. Ne zaman gidicektim ki? Ben artık herşeyden, kendimden vazgeçmiştim. Babam bir gün geldi. Yurtdışı Eğitim fuarına gidicez ailecek Pazar günü dedi. Pikniğe gider gibi kalktık gittik. Bir sürü okulla görüştük. Kitaplar, broşürler aldık. Seminerlere katıldık. Ama hala benim yurtdışında dil okuluna gideceğimi net olarak dillendirmiyor babam. Sonuçta devlet memurluğundan emekli bir anne babanın çocuğuyum. Gelirimiz giderimiz belli. Ben de bu yüzden bir şey talep edemiyorum.
Eve geldik. Tek tek bütün kitap, dergileri okuduk. Sonra fuarda görüştüğümüz yurtdışı eğitim firmalarından birçoğu bizi aradı. Randevular verdik. 3 tanesi ile gittik ofislerinde görüştük. Bu arada yurtdışı eğitimin fiyatları hakkında bir bilgiye sahip olmuştuk. Sonra internetten araştırmaya başladık. Sonra bi baktım Facebook sayfamda üniversite arkadaşımdan bir tanesi Kanada’ya dil okuluna gitmiş. Onunla konuştuk biraz facebook’tan. O da Ankara’da yaşıyor ama acentesi Istanbul’daymış. Onunda biar arkadaşını göndermiş. Tavsiye ile gitmiş. Hatta önce acente ismini hatırlamadı. Aylin Karataş Hocam dedi. Sonra internetten bulup bana söyledi. Sonra acente ve hanımla ilgili yazıları okudum internetten. Ekşi sözlük’e bile yazmışlar. O kadar ünlüymüş yurtdışı Eğitimde Aylin Karataş Hoca. Sonra babama söyledim. Babam aradı. Telefonda konuştu. Ben taa ki Aylin Hocamın ofisine gidene kadar babamla hiçbir şekilde beni nere göndermek istiyorsun, kaç para harcayabilirsin diye hiç konuşmadım. Çünkü babamın çok parası olmadığını biliyordum. Bu koşturmalarını da sırf beni teşvik etmek, sıkıntılarımdan kurtulmam için yalan yere organize ettiğini sanıyordum.
Sonra bir Cumartesi günü yine ailecek Aylin Karataş hanım’ ın ofisine gittik. Amerika ile başlayıp, Avustralya ile çıktık. Sonra ne oldubitti, anlamadan ben Avustralya dil okuluna kaydımı yaptırdık. 24 yaşındayım. Ailemin elindeki son gücünün benim için kullandığının farkındaydım. 3 ay içerisinde gözümü açtım-kapadım bir baktım ben Avustralya’ dayım. Melbourne’ nin en harika dil okuluna geldim. O kadar düzenli bir şehir ki hiçbir şekilde uyum zorluğu yaşamadım. Melbourne mevsimi, insanları, eğitim sistemi, caddeleri, sokakları, ulaşım sistemi, okyanusu, …kısaca her şeyi benim hayal ettiğimden dahi çok fazla kaliteli çıktı. Şehrin güzelliğinden amatör fotoğrafçılığa merak saldım.. Dil okulumu bitirdim. 8 aylık İngilizce eğitimimden sonra IELTS sınavından 7 alarak Avustralya’ da yüksek lisansyapmaya başladım. Bu arada ailemin benim için ödediği dil okulu ücretini tamamen aileme ödediğime inanıyorum. Çünkü Avustralya’ ya geldiğimden 2 ay sonra çalışmaya başladım. Gayet güzel para kazandım. Önce otoparkta çalışmaya başladım. Aldığım tips / bahşişler çok güzeldi. Aileme maddi destekte bulundum. Daha güzel bir eve taşındım. Yüksek lisans için para biriktirmeye başladım. Şimdi The University of Melbourne’ da ( Melbourne Üniversitesi ) Mühendislik yüksek lisansımın 2. senesindeyim. 1. Sınıftan itibaren kendi mesleğimi yapıyorum. Çok iyi kazanıyorum. Eğitimim sonrasında aynı şirkette çalışmaya devam edeceğim. Her sene 11. Ayda Melbourn’a gelen Aylin Hocam bizlerle hala tek tek ilgilenmeye devam ediyor. Bana gelmezden önce anlattığı herşeye tamamen uydum. Yaşadığım her anda, başıma gelmiş, gelecek her olayda Aylin Hocam’ ın anlattığı her şeyi kafamda kurdum, tekrardan dinledim. Tüm öğrencilerinden istediği için benden de başıma gelenleri, yaşadıklarımı anlatmamı istedi. Bu yüzden bu yazıyı yazıyorum. Aylin Karataş Hocam’ ın dediğine göre ‘’yurtdışında yarattığı başarı hikayelerine örnek öğrencilerindenmişim.’’ Babam ve annem hala Aylin hocam’la görüşüyor, Istanbul’ a gittiklerinde ofisine uğruyorlar. Aylin Hocam ailemizden biri oldu. ALS STUDY yurtdışı eğitim danışmanlığı Aylin Karataş hocam’ı yurtdışına gitmek isteyen herkese şiddetle tavsiye ederim. Daha önce yurtdışında öğrencilik yaptığı ve çok uzun seneler başka ülkelerde yaşadığı için öğrencinin halinden çok iyi anlıyor. Kendisinin de dediği gibi mesleki alanda‘’ hem alaylı, hem mektepli’’ bir insan. ALS STUDY Yurtdışı eğitim danışmanlığı Türk öğrencilerine özellikle yurtdışında eğitim alırken çalışabilecekleri ülkeleri öneriyor olmasından dolayı bence daha çok tavsiye ediliyor. Ben hala kendisi ile görüşüyorum. Benden sonra daha 4 farklı arkadaşımı da farklı ülkelere yurtdışı eğitime göndermiş bir danışmandır. Ne kadar çok teşekkür etsem kendisine azdır.